25 Mart 2014 Salı

BURSA ÜFTADE CAMİİ

BURSA ÜFTADE CAMİİ


Üftade Camisi (Osmangazi)
Bursa, Pınarbaşı semti yamaçlarında bulunan Üftade Camisi’ni Üftade Mehmed Muhiddin XVI.yüzyılın sonlarına göre yaptırmıştır.

Cami günümüze orijinal şekli ile gelememiştir. Kazım Baykal “Bursa ve Anıtları” kitabında buradan minare ve kubbesi yıkılmış bir cami olar...

Bursa, Pınarbaşı semti yamaçlarında bulunan Üftade Camisi’ni Üftade Mehmed Muhiddin XVI.yüzyılın sonlarına göre yaptırmıştır.

Cami günümüze orijinal şekli ile gelememiştir. Kazım Baykal “Bursa ve Anıtları” kitabında buradan minare ve kubbesi yıkılmış bir cami olarak söz etmektedir. Bugün ahşap çatılı bir camidir.Buradan da ilk yapılışında kubbeli olduğu anlaşılmaktadır.

Son cemaat yeri ile ibadet mekanı aynı çatı altındadır. Cami 9.90 x 9.75 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Camiye doğu yönündeki bir kapıdan girilmektedir.İbadet mekanının üzerini örten tavan geometrik motiflerle bezenmiştir. İbadet mekanının kuzey ve doğu duvarlarındaki altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır.

Cami 1975-1977 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.


Hz. Üftade

Mehmed Muhyiddin Üftade 895 (1490) yılında Bursa'da dünyaya gelmiş, 988 (1580)'de yine Bursa'da vefat eylemiştir. Üftade, Bursa'da kurulup teşkilatlanan ve daha sonra Anadolu ve Balkanlar'a yayılan Celvetiye Tarikatı'nın Piri ve Aziz Mahmud Hüdayi'nin de şeyhidir.

     Ariflerin Kutbu Üftade Hazretleri, Bursa’nın manevî sahiplerinden. İnsan onun nurlu türbesinde zaman mefhumunu yitiriyor. Yaşadığı devir, sanki bir el uzanışıyla aydınlanıyor ve sesler bile edebinden sükut ediyor.

     Sefine-i Evliya yazarı Hüseyin Vassaf, Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’da birçok türbenin olduğunu söyler. Ama üç münevver merkade gidilmesini özellikle tavsiye eder. Bunlar, kronolojik olarak yazarsak; Emir Sultan Hazretleri, Üftade Hazretleri ve İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri’dir. Yazımıza misafir eylemekten memnun olduğumuz zat, o mübarek şahsiyetlerden ‘dertli âşıklar tabibi’ Üftade Hazretleri.

     Şehrin yamaçlarına adeta serpiştirilmiş gibi duran evliya kabirlerinin Bursa’nın manevî havasına omuz veren tarafları var kuşkusuz. Zaten mezkûr hal, şehri ziyarete gelenlerin çoğunlukla ittifak ettiği bir husus… Üftade Hazretleri’nin asıl ismi Mehmed Muhyiddin. Üftade ‘düşmüş, âşık’ anlamlarına geliyor. Veli zatın bu mahlası alış hikâyesi şöyle: Genç Mehmed Muhyiddin, Doğanbey Mescidi ve Ulucami’de müezzinlik yapıyordur. Sesi o kadar güzeldir ki o neredeyse, cemaat o camidedir. Öyle ki halk, ezandan önce caminin etrafına toplanır. Bir gün caminin mütevellisi Hazret’e yaptığı iş karşılığında akçe vererek, onu maaşa bağlar. O gece rüyasında kendisine hitaben, ‘Mertebeden düştün Üftade oldun’ ikazı gelir. Genç müezzin ertesi gün maaşı derhal terk eder ve kendisine bundan böyle ‘Üftade’ denilmesini ister. Nefsine karşı cehd de ismini değiştirmesi ile başlamış olur aslında.

Üftade Adını Alışı

Gençlik yıllarında Ulucami ve Doğanbey Mescidi'nde fahri müezzinlik yapan Mehmed Muhyiddin'in sesi çok güzeldi. Halk O'nu dinleyebilmek için ezandan önce caminin etrafında erkenden toplanırlardı. Bir gün yaptığı bu hizmete mukabil caminin mütevellisi kendisine bir kaç akcelik maaş tayin etti. 0 gece rüyasında “mertebenden üftade oldun (düştün)” itabına maruz kalan Mehmed Muhyiddin, derhal maaşı terk ederek kendisine “Üftade” lakabını taktı. Daha sonraları da bazı şiirlerinde kullandığı sanılan “Muhyiddin” mahlasını bırakıp Üftade mahlasını kullanmaya başladı. Bu gün elimizdeki Divan'ı bu mahlasla kaleme alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder